Tourexpi
Bu
hüzünlü hikaye, aslında dünya var olduğundan bu yana yeryüzündeki tüm toplumlarda
yaşanan mide bulandırıcı, sapkın ‘çocuk istismarı’ ve ‘ensest’ olgusuyla hiç de
yabancısı olmadığımız bir konuyu içeriyor. 18 yaşında güzel bir genç kız olan Markella’nın,
kendisine şehvet besleyen öz babasına karşı yüzyıllar önce verdiği mücadele ve
yaşadığı dehşet, ne yazık ki asırlar sonra da geçmişten günümüze pek çok evin
kapalı kapıları ardında kendi ebeveynlerinin cinsel istismarına - saldırısına -
tecavüzüne maruz kalan pek çok çocuğun acı dolu iç çekişleri ve sessiz
çığlıklarının üzücü yaşam öyküsü olmaya devam ediyor.
AZİZE
MARKELLA’NIN SAPKIN BABASIYLA MÜCADELESİ
Efsaneye
göre; MS 1500 yıllarında yaşayan Agia (Azize) Markella, pagan bir baba ve
Hristiyan bir annenin çocuğu olarak Sakız Adası’nın Volissos Köyü’nde dünyaya
gelir. Annesi genç yaşta ölene dek kızını eşinin karşı çıkmasına rağmen Hristiyan
inancına göre büyütür. Annesi ölünce Markella kötü bir insan olan babasının
eline kalır. 18 yaşına geldiğindeyse vaftiz edilse de inançsız babası onu pagan
olmaya zorlar. Daha da kötüsü baba, kendi öz kızına karşı şehvet duymaya
başlar. Babasının sapkın ensest niyetini açıklamasının ardından kızına
saldırmaya yeltendiğinde büyük bir korkuya kapılan Markella, kendini korumak ve
namusunu kurtarmak için evden kaçıp, bölgedeki bir dağdaki ormana sığınır. Ancak
burada gizlendiğini gören bir çoban babasını haberdar eder. Kızını saklandığı
çalılıkta göremeyen baba, oradan çıkması için çalılığı ateşe verir. Markella
buradan sahile doğru koşmaya başlayınca babası ona yetişemeyeceğini anlar ve deniz
kenarındaki dağ yamacında kızını sırtından okuyla vurur.
BABASI
ÖNCE OKUYLA YARALAR, ARDINDAN KILICIYLA BAŞINI KESER
Yaralı
halde koşmaya devam eden Markella, gücü tükendiğinde Tanrı’ya kendisini
babasından kurtarması için yalvarır ve dua eder. Bu sırada deniz kenarındaki büyük
bir kaya ikiye ayrılır. Genç kız yarılan kayanın içine gövdesinin yarısına
kadar girmişken babası yetişir ve kızının kafasını kesip denize atar. Zalim ve
sapkın babası tarafından dinden çıkarılmaya zorlanan ve onun ensest hisleriyle
boğuşan genç ve güzel Markella, acımasız bir kovalamacanın ardından öz babası
tarafından şehit edilerek ruhunu Tanrı'ya teslim eder.
SAKLANDIĞI
ÇALILIĞIN OLDUĞU YERE ADINI TAŞIYAN MANASTIR YAPILIR
Efsaneye
göre azizenin kafasında Tanrı’nın izzetinin göksel altınlarıyla süslenmiş,
çiçeklerle bezeli kutsal bir taç belirir ve başında alışılmadık bir ışıltı-parıltı
(hale) yayılmaya başlar. Agia Markella’nın istismarcı sapkın babasının
tacizinden kaçarak sığındığı çalıların olduğu yere azizenin adını taşıyan bir
kilise, kafasının kesildiği kayalığa da bir şapel inşa edilir. Babasının okuyla
vurulduğu yere ise bir haç dikilir. Her yıl 22 Temmuz’da Sakız Adası’nın
koruyucu azizesi Agia Markella'yı anmak için önce kilisede adanın en büyük din
adamı önderliğinde inananlarla birlikte ada protokolünün de katılımıyla özel
bir dini tören gerçekleştirilir. Ardından inananlar ve törene katılanlar kutsal
azizenin babasından kaçarken geçtiği patika yolu izleyerek önce okla vurulduğu
yere dikilin Haç’ın önünde, sonrasında da son nefesini verdiği yere yapılan Şapel’in
orada dua edip, dilekte bulunurlar. Bölgedeki deniz suyu serinken, Şapel’in
önündeki kayalıktan akan su ise mucizevi şekilde sıcaktır. Kutsal günde Markella’nın
babasının okuyla vurulduğu yerdeki mavi suyun azizenin kanının al rengini
aldığı, Şapel’in oradan akan suyun da şifalı olduğu rivayet ediliyor. İnananlar
şifa için buradaki kaynaktan su doldurur veya satın alır. 22 Temmuz aynı
zamanda Markella isim günü olarak kutlanıyor.
İNANANLAR
MİNNETTARLIĞIN VE DİNDARLIĞIN BİR GÖSTERGESİ OLARAK 48 KM YÜRÜR
Hacı
olmak isteyenler, dilekleri kabul olanlar, şifalanıp iyileşenler ve dilekte
bulunanlar ise minnettarlığın ve dindarlığın bir göstergesi olarak törenden bir
gün öncesi akşamüstü ada merkezinden yürüyüşe başlayarak 48 km yol kat ederek
sabah vakitlerinde Agia Markella Manastırı’na varana dek yürürler. Manastır’a
vardıklarında dileklerinin gerçekleşmesi, bedensel ve ruhsal hastalıkların
çözümü ve gerçekleşen dileklerine şükür için dua ederler. Sağlık problemi
yaşayanlar (felç, sakatlık, hastalık vb) kilisenin bahçesindeki beyaz
şeritlerle çizilmiş dikdörtgen alanın içine yatar. Burada papaz dua eder ve
Azize Markella’nın ikonasını bu kişilerin üzerinden geçirir. Anlatılanlara göre
birçok kişi bu seremoni sonrası şifa buluyormuş. Örneğin sakatlar yürümeye
başlıyormuş.
ACI
DOLU İÇ ÇEKİŞ VE SESSİZ ÇIĞLIKLAR
Yöre
sakinleri Azize Markella'nın kendisine şehvet besleyen ve ensest niyetini
açıklayan öz babasıyla olan acıklı öyküsü sebebiyle tüm çocukların da
koruyucusu olduğunu belirtiyorlar. Ancak ne yazık ki her gün birçok masum çocuk
dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı statülerde ve farklı sosya ekonomik
seviyelerdeki ebeveynleri tarafından sadece fiziksel ve cinsel değil, aynı
zamanda zihinsel olarak da istismarın, tecavüzün kurbanı oluyor. Pek çok evin
kapalı kapıları ardında hoş olmayan olaylar yaşanıyor. Küçük masum meleklerin
acı dolu iç çekiş ve sessiz çığlıkları sımsıkı kapatılmış odaların duvarlarında
yankılanıyor.
BAZI
ANNELER TARAFINDAN MANİPÜLE EDİLİP, BU SAPKIN VE TRAJİK OLAY ÖRTBAS EDİLİYOR
En
güvendikleri birinci derece yakınları tarafından tehdit edilerek, güç ve
duygusal baskı uygulanarak aile içi cinsel saldırıya uğrayan birçok genç ve
çocuk, korkularından içlerine kapanıyor, hayata küsüyor, utançlarını kimseye
anlatamıyor. Bazen anlatsalar bile inanılmıyor ve susturuluyorlar. “El alem
duyarsa ne olur?”, “Bu duyulursa insan içine çıkamayız”, “İtibarımız iki
paralık olur”, “Kimseye bundan söz etme kızım/oğlum”, “Bu herkesin başına gelen
bir şey” denilerek mağdur çocuk, ebeveynler özellikle de anne tarafından
manipüle edilip, bu sapkın ve trajik olay örtbas ediliyor, çocuğa normalmiş
gibi gösteriliyor. Veya anne de eşi tarafından tehdit edildiği için susup, göz
yumuyor, çirkin olayın üstü kapatılıyor, “görmedim, duymadım, bilmiyorum”
anlayışıyla süreç devam ediyor.
ÖZ
BABASINDAN HAMİLE KALIP, KARDEŞİNİ DOĞURUYOR
“Ailede
yaşanan sorunlar aile içinde kalmalıdır” mantığıyla geride kalan yaşamlarını bu
şekilde sürdürmeye devam eden kız ergenler hamile de kalabiliyor. Bu
gebelikler tıbbi, psikolojik, hukuksal ve etik bir yığın sorunu da beraberinde
getiriyor. Bazen bu yasak meyvenin doğup yaşamasına izin veriyorlar. Hamile
kaldığı babası doğan çocuğun hem babası hem de dedesi olurken, kendisinin de
çocuğunun hem annesi hem de kardeşi olmasıyla başka bir trajik durum ortaya
çıkıyor. Doğan çocuk da kan bağından dolayı ya bedensel ya da zihinsel engelli
olabiliyor.
HİÇBİR
ÇOCUĞUN BU İĞRENÇ OLAYLARI YAŞAMAMASINI DİLİYORUZ
Bazı
bebekler bakılıp, büyütüyor, bazılarıysa o kadar şanslı olmuyor ya bir cami
avlusuna bırakılıyor ya da “duyulursa itibarları iki paralık olmasın” diye
yaşam hakları elinden alınıp, bir çöpmüşçesine çöp konteynırına atılıyor. Kimi
anne çocuğunun yaşadığı mide bulandırıcı durumu görmezden gelip, göz yumarken,
kimi anne ise çocuğunu sapkın eşinden veya oğlundan veya diğer aile bağı olan
kişilerden korumak için durumu öğrenir öğrenmez soluğu hemen emniyette alıyor. Tüm
çocukların böyle duyarlı ve koruyucu anneleri olmasını, babaların çocuklarını
partner olarak görmemesini, hiçbir aile bağı olan veya olmayan kişinin
çocuklara şehvet duymamasını ve hiçbir çocuğun bu iğrenç olayları yaşamamasını
diliyoruz.
YAŞADIKLARININ
YAŞATTIĞI TRAVMAYA DAHA FAZLA DAYANAMAYARAK İNTİHAR EDİYORLAR
“Bu
duyulursa insan içine çıkamayız” diyen anneleri tarafından susturulan ensest
mağduru çocuklar, ruhlarında fırtınalar koparken sessizliğin karanlığında
kayboluyorlar. Maruz kaldıkları durumdan kurtulmaya çalışıyor ancak korktukları
için sustuklarından veya susturulduklarından seslerini duyuramıyorlar. Ensest (aile
içi cinsel saldırı) gizli tutulmasından ötürü çözülemiyor ve bir çığ gibi
çözümsüz bir biçimde büyüyerek çocukta travmalar yaşatmaya devam ediyor. Yıllarca
başlarını eğerek, itaat ediyor, katlanıyor, bizzat ebeveynleri tarafından
uygulanan baskının, güç ve şiddetin mühürlü sırrını ruhlarında tutuyorlar. Sır
ortaya çıksa bile kendini tekrar eden sahnelerden dolayı ruhlarında açılan
derin yaralarının iyileşmesi mümkün olmuyor. Yaşadıkları travma sonucu ruhsal
davranış bozuklukları ve fiziksel sağlık sorunlarıyla boğuşuyor, iyileşebilmek
için yıllarca terapi görüyorlar. Kimisi ise yaşadıklarının yaşattığı travmaya
daha fazla dayanamayarak intihar ediyor. Yıllar süren ve yetişkinlik yaşlarına
kadar istismara karşı savunmasız kaldıkları tacizin neticesi, acı sonla biten
bir hayat oluyor.
WHO
“SESSİZ SAĞLIK ACİL DURUMU” OLARAK TANIMLANIYOR
Dünyanın
istisnasız her ülkesinde, her sosyal sınıfta görülen ve tabu sayılan ensest
konusu, BM’ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü’nce (WHO) “sessiz sağlık acil durumu”
olarak tanımlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre; dünya genelinde kız
çocukların yüzde 20’si, erkek çocukların da yüzde 5-10’u çocukluk döneminde
cinsel istismara maruz kalıyor. Toplumlarda en yaygın ensest türü ise öz ve
üvey babanın kız çocuğuna cinsel saldırısı. Onu erkek kardeşin kız kardeşe
cinsel tecavüzü izliyor. Türkiye’den Almanya’ya, Avustralya’dan İngiltere’ye,
Polonya’dan Hindistan’a kadar dünyanın her yerinde ensest ama gönüllü, ama
gönülsüz birçok evde yaşanıyor. Herkesin bilip pek az kimsenin konuştuğu bir
ritüel olan ensest, mahrem sayıldığından aile içinde saklı tutuluyor, gizli
kalmayanları ise buz dağının yalnızca görünen bölümünü oluşturuyor. Kız
çocuklarının hamile kalması, evden kaçması, bebeği terk etmesi ile başlayan
adli süreçler kız çocuklarının yaşadığı aile içi cinsel saldırııyı biraz daha
görünür kılarken, erkek çocuklar açısından istismar çok daha zor ortaya
çıkıyor.
TÜRKİYE’DE
ENSEST ORANI YÜZDE 40
2017
yılında sanatçı Murat Başoğlu’nun yeğeniyle ilişkisi magazin dünyasında
uzun süre yankılanmıştı. Bu olay üzerine Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF)
56 ilde ülkedeki aile içi cinsel saldırı üzerine bir araştırma yapmıştı. Bu
araştırmanın sonuçlarını göre; Türkiye’de ensest oranı yüzde 40. Yani her 10
kişiden 4’ünde ensest var. Bu da demek oluyor ki toplumun ciddi bir kısmı
ensesti cinsellik olarak görüyor. Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin konuyla ilgili
bir araştırmasında ise yaşları 4 - 40 arasında değişen ensest kurbanlarının
yüzde 70’inin 18 yaş altında (yaş ortalaması kızlarda 15.3, erkeklerde 8.5),
yüzde 84’ünün kız çocuğu ya da kadın, yüzde 58’in ilkokul mezunu olduğu
görülmüş. Yine Türkiye’de yapılmış başka bir klinik çalışmanın bulgularına
göre, ensest faillerinin yüzde 57’sini öz babalar, yüzde 4’ünü öz ağabeyler,
yüzde 13’ünü yakın akrabalar, yüzde 26’sını ise ikinci derece akrabalar
oluşturuyor. Bu çocukların yüzde 60’ı bir yıldan fazla süre boyunca istismar
ediliyor ve her beş çocuktan yalnızca biri bu durumu ailesiyle paylaşıyor. Mağdurların
birçoğu ise bu durumu doğrudan tanımlayacak yaşta olmayan ve yardım isteme
becerileri olmayan kız ve erkek çocuklar. Ensest görülen ailelerin yüzde 67’si
3 ila 5 çocuk sahibi, ailelerin yarısında saldırgan ve kurban aynı evde
yaşıyor. Türkiye’de varlığı kabul edilen ama kimsenin yüksek sesle dile
getirmeye cesaret edemediği bir tabu olan ensest, İstanbul, İzmir, Ankara,
Adana, Muğla, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Kocaeli ve Anadolu kırsalındaki daha
pek çok şehirdeki evde ailenin karanlık yüzü olmaya devam ediyor.
'CİNLER'
TARAFINDAN HAMİLE BIRAKILDIKLARI KONUŞULURDU
Eskiden
Anadolu kırsalında her yıl yüzlerce kadının veya onlarca genç kız ve çocuğun
'cinler' tarafından hamile bırakıldığı konuşulurdu. DNA testi yaygınlaştığında
içimizdeki gerçek iblisler bir bir ortaya dökülmeye başladı. Şeytan ve
'tecavüzcü' oldukları iddia edilen cinler meğerse çocuğun en yakını olan öz
veya üvey babası, abisi veya kan bağı olan bir akrabasıymış. Türkiye'nin
yüzleşmekten ve konuşmaktan kaçındığı ensest gerçeği, dünyadaki her toplumun da
bir numaralı sorunu. Bu gerçek o kadar yakınımızda ve o kadar da gizli ki,
genellikle fark edilemiyor.
ABD,
İNGİLTERE, AVUSTRALYA, FRANSA..
Ayıplanan
ve yasaklanan bir ilişki olduğundan sıklığı tam olarak bilinememekle birlikte,
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan tahminlerde milyonda 1.9-40 arasında
olduğu bildirilirken, IPSOS adlı Fransız kamuoyu araştırma şirketinin anketine
göre ise, 2020’de her 10 çocuktan biri, bir aile ferdi tarafından cinsel
istismara uğramış. İngiltere’de 2019’da yapılan bir akademik çalışmada ise,
Queensland Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından Birleşik Krallık
Biobank veri bankasının analizine göre 456 bin 414 kişinin genetik bilgisine
bakılmış ve 13 bin 200 kişinin “yakın akrabaların yasa dışı ensest ilişkisi”
sonucu doğduğu rapor edilmişti. Avustralya İstatistik Bürosu'na göre, çocukken
cinsel istismara uğramış 1,4 milyon Avustralyalı yetişkinden yaklaşık yüzde
85'i tanıdıkları biri, çoğunlukla yakın bir aile üyesi veya hatta ebeveynleri
tarafından istismara uğramış. Travma ve dissosiyasyon konusunda dünyanın önde
gelen uzmanlarından psikiyatrist Warwick Middleton'ın araştırmasına göre, devam
eden ensest istismarı Avustralyalıların yaklaşık 700'de 1'ini etkiliyor.
“İNSAN
YETİŞTİRDİĞİ MEYVENİN TADINA BAKMAZ MI” DEMİŞTİ
Çocuklara
sıklıkla 'yabancı tehlikesi' konusunda uyarıda bulunulur ancak gerçek şu ki
cinsel saldırı mağdurlarının çoğu bir yabancıdan değil, aile içinde
istismara/tecavüze uğruyor. Kulaklarımız bu ülkede kendi öz kızına tecavüz
eden babanın mahkemede "insan yetiştirdiği meyvenin tadına bakmaz
mı" diye yaptığı savunmasını da duydu maalesef.
KOLAYLIKLA
VE GÜVENLE BAŞVURABİLECEKLERİ BİR SİSTEM KURULMALI
Uzmanlar
aile içi cinsel saldırıya uğramış mağdurların, özellikle de çocuk ve gençlerin
bu iç acıtıcı durumu sır olmaktan çıkarmaları ve daha fazla bu çirkin durumu
yaşamamaları için neler yapılması gerektiğini konusunda şu görüşte
bulunuyorlar:
“Çocukların
toplumun geleceği olduğunu unutmayalım. Kötü bir geçmişe sahip olan çocuğun
geleceği ne kadar parlak olabilir? Öncelikle çocukların gelecekte korunmaları
için aile içi cinsel istismar konusundaki sessizliğin sona ermesi gerekir. Bu
durumun daha en başında ortaya çıkması için ise mağdur çocukların gereksinim
duyduğunda kolaylıkla ulaşabileceği ve güvenle başvurabilecekleri bir sistem
kurulmalı.”
HUKUK
DA BU İĞRENÇLİKLERİN ÖNÜNE GEÇMELİ
“Okullardaki
rehber öğretmenlerin bu anlamda rolü çok büyük. Çünkü ne yazık ki bu tür
olaylar ülkemizde sıkça yaşanıyor. Rehberlik danışmanları yoklamaları
sıklaştırmalı, okul başarısı düşen, arkadaşlık ilişkileri zayıflayan, içine
kapanan çocukları dikkatle izlemeli. Anne de çocuğu iyi gözlemlemeli, çocuğunda
sezdiği değişiklikleri onu ürkütmeden ve güven sağlayarak sormalı, durumu
öğrendiğinde de ‘bu aile içi mahremiyettir, tabudur’ diyerek, karanlıkta
bırakmamalı, hemen gerekeni yapmalıdır. Aile içinde çocuk istismarına karşı
sessiz kalma içgüdüsü toplumumuzun temelinin bir parçası olmaktan çıkmalı.
Hukuk da bu mide bulandırıcı durumlara caydırıcı cezalar vermeli ve uygulamalı.
Çünkü kaç çocuğun istismara maruz kalmanın yarattığı utanç duygusunu yaşadığını
ve kaçının daha bundan zarar göreceğini bilmiyoruz. Hukuk bu iğrençliklerin
önüne geçmedikçe daha nice fidan da ne yazık ki solmaya ve ölmeye devam
edecek.”
Tüm
dünyada, şuanda bile onlarca, yüzlerce, binlerce çocuk aile içi cinsel
saldırıya uğruyorken, “Şükür ki tecavüze, tacize uğramadan büyümüşüz"
diyebilmenin lüksünü yaşıyor, ruhu yok eden ve gelişimi olumsuz etkileyen bu
iğrenç olaya hiçbir çocuğun maruz kalmadan büyümesini diliyoruz.
KUTSAL
AZİZE LÜTFEN TÜM ÇOCUKLARI TÜM KÖTÜLÜKLERDEN KORU
Sakız
adası yöre halkının tüm çocukları koruduğunu belirttiği Agia Markella’ya,
ebeveynleri tarafından istismara/tecavüze uğrayan masum çocuklar için biz de
bir istekte/dilekte bulunalım: “Kutsal ışığınızla tüm dünyayı öyle bir
aydınlatın ki, yüzlerce, binlerce, masum çocuk ve genç benzer durumları
yaşamasın. Şehit olduğunuz yerden çıkan mucizevi kutsal suyunuzu tüm dünyaya
öyle bir serpin ki, hiçbir çocuk hiçbir şekilde hiçbir kimse tarafından
incitilmesin. Işığınızla o küçük meleklere sevgi ve gülümseme vererek tüm
çocukları tüm kötülüklerden koruyun.
Fulya
OMAÇ / Sakız Adası - YUNANİSTAN
En Çok Okunan Haberler
ITB Hindistan 2024: Fırsatlarla dolu bir pazar
Hindistan'ın turizm endüstrisi yeni bir döneme giriyor. Harcamalardaki büyüme, altyapıya yapılan geniş yatırımlar ve yeni nesil yenilikçi girişimciler ivme yaratıyor.
Tersane İstanbul Projesi ile Hazinemize en az 1 milyar 346 milyon doların üzerinde gelir kazandıraca
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Tersane İstanbul Projesi'ne ilişkin, "Hazinemize en az 1 milyar 346 milyon doların üzerinde kira geliri kazandırmış olacağız." dedi.
Türkiye Genç Turizmciler Derneği Başkanı Sabırlıoğlu: Turizmde bu sene rekorlar yılı
Türkiye Genç Turizmciler Derneği Başkanı Sabırlıoğlu, turizmde bu sene rekorlar yılı olduğunu belirterek, "Kruvaziyerler yanaşıyor, Kuşadası, Bodrum, bütün limanlarımız dolu. Özellikle ağustosta neredeyse yüzde 90-95'leri görd
Turizmin küresel katma değerin onda birini yaratması bekleniyor
Oteller, gemi seyahatleri, uçuşlar: Seyahat sektörünün küresel gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısının bu yıl geçen yıla göre yüzde 12,1 artarak 11,1 trilyon dolara (10 trilyon euro) ulaşması bekleniyor.
Golf turizminde rezervasyonlar yüzde 15 arttı
Avrupa'nın en iyi golf tesisleri arasında yer alan Antalya'daki Belek Turizm Merkezi'nde yeni sezonda golf turizmi için rezervasyonlar yüzde 15 arttı.
DRV Başkanı Norbert Fiebig: İsveç doğru yolu izliyor ve havacılık vergisini kaldırıyor
Bunun bir sinyal etkisi var: İsveç havacılık vergisini kaldırıyor ve böylece seyahat ve havacılık endüstrisini güçlendiriyor. Alman Seyahat Birliği'ne (DRV) göre ülke doğru yolda ilerliyor. Ancak Almanya'da vergi yakın zamanda artır
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: Rixos Tersane, İstanbul'un kültür-sanat hayatı için ciddi bir kazanım
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "İnşa edilen bu yeni eser, bu modern tesis hem otel işleviyle hem bir sanat ve organizasyon kurumu kimliğiyle şehrimizin gerek turizm gerek kültür-sanat hayatı için ciddi bir kazanımdır." dedi.
The Peninsula İstanbul, Dünyanın En İyi 50 Oteli 2024 Kapsamında ‘İzlenmesi Gereken Biri’ Ödül Kazan
2023 yılında yeni Galataport projesinde açılan The Peninsula İstanbul, şehrin en eski mahallelerinden birinde, dört adet zarif sahil binasında yer alıyor.
Efes Antik Kenti gece müzeciliğiyle ziyaretçi rekoruna koşuyor
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Efes Antik Kenti, bu yılın 8 ayında dünyanın farklı coğrafyalarından ve Türkiye'den 1 milyon 854 bin 220 ziyaretçiyi ağırladı.
TUI Türkiye'de büyümeyi hedefliyor
TUI CEO'su Ebel, iddialı büyüme planlarına olan bağlılığını doğruladı.
THY'den bazı Doğu Avrupa ülkelerine avantajlı bilet kampanyası
Türk Hava Yolları (THY), bazı Doğu Avrupa ülkelerine gidiş-dönüş her şey dahil 109 dolardan başlayan avantajlı fiyatlarla uçuş gerçekleştirecek.
Türkiye'de müze sayısı 2023'te yıllık yüzde 7,1 artarak 606 oldu
Türkiye genelinde müze sayısı, 2023'te bir önceki yıla göre yüzde 7,1 artarak 606'ya, müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı da yüzde 6,2 artışla 55 milyon 752 bin 208'e yükseldi.
ABD'deki Milli Parklara 325 milyon ve dünya çapında milyarlarca ziyaret: olumlu mu olumsuz mu?
Park veya doğal alan, özellikle sosyal ağlarda, blog yazarları veya fenomenler tarafından ne kadar çok isimlendirilirse, ona olan talep de o kadar artacak ve korunma riski de o kadar artacaktır.
Turizm bizi daha iyi insanlar yapar, demokrasidir!
Calvià, Mallorca'nın mükemmel turistik belediyelerinden biridir ve yığınsal turizmin beşiği haline gelen Magaluf kasabasına sahiptir.
DERTOUR'un yeni otel markasına yönelik büyüme planları İspanya´yı es geçiyor
Yeni yaşam tarzı markası, Haziran 2023'te Kos'ta (Yunanistan) bir kuruluşla ilk kez sahneye çıktı ve şimdi hedef, 2025 ortasına kadar yedi tane daha eklemek.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, açılış konserini Aspendos Antik Tiyatrosu'nda verecek
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, 2024-2025 sezonunun açılış konserini Aspendos Antik Tiyatrosu'nda verecek.
THY'nin ‘TKCONNECT’ platformu yeni stratejik ortaklarla büyüyor
Türk Hava Yolları (THY), seyahat acentelerine yönelik dağıtım hizmeti "TKCONNECT’" uygulaması için önde gelen bazı içerik toplayıcılarıyla stratejik ortaklıklar yapıldığını duyurdu.
İstanbul yılın 7 ayında 10,5 milyona yakın yabancı turist ağırladı
İstanbul'a yılın 7 ayında gelen yabancı turist sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artışla 10 milyon 467 bin 313 oldu.
Forbes Seyahat Rehberi Lüks Hava Seyahati Ödüllerini Duyuruyor
Onaylanmış Hava Seyahati Ödülleri 22 Ekim'de Başlıyor.
Bakan Ersoy, Antalya'da dünyanın en eski ticaret gemisi batığına dalış yaptı
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Geleceğe Miras" projesi kapsamında "dünyanın en eski ticaret gemisi batığı" olarak nitelenen Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı'na ve su altı lahitlerin keşfedildiği noktalara dalış gerçek
İskandinav havayolu SAS yeniden yapılanmayı tamamladı, ABD'deki iflastan çıktı
SAS, 2 milyar dolardan fazla borcu başarıyla yeniden yapılandırdı ve uçak filosunu ayarladı.